Bitlis’teki konuşmasında “Bu ülkenin İHA’lara ve SİHA’lara ihtiyacı yok” demiş DEM’li Tuncer Bakırhan.
Silahlanmaya harcanan parayla insanlara aş ve iş verilebileceğinden bahsetmiş.
Rakamlarla konuşmak iyidir. DEM geleneğinin, eski eş genel başkanlarından birisi, Sezai Temelli, 1999’dan bu yana “savaşa” 720 milyar dolar harcandı” demişti geçen sene.
Maliyeti sadece silahlanmaya harcanan parayla hesaplayamazsınız.
Terörle mücadele için harcanan para, o paranın büyüme ve iç borçlanma maliyetine etkisi, terörün insan kaynağı maliyeti, başta tarım ve hayvancılık sektörü olmak üzere kaybolan üretim maliyeti, iç göç, iç göçün büyük şehirlerde yarattığı kalabalık ve çarpık kentleşme gibi unsurları toplamak gerekir.
O zaman ortaya çıkan rakam trilyonlarca dolara tekabül ediyor.
Türkiye’nin dış borç stoku 263,7, toplam borç stoku 482,6 milyar dolar.
Tüm borcumuzun 5 katı bir rakam terörle mücadelenin maliyeti.
Yani Türkiye’de yaşadığımız ekonomik, sosyolojik ve çarpık kentleşmeyle ilgili sorunların temelinde PKK terörü var.
★ ★ ★
Bakırhan’ın silaha değil, iş ve aşa ihtiyaç var cümlesini önemsiyorum yine de.
Komşuları Fransa, Almanya, Avusturya, İtalya olan İsviçre, hem Patriot füzeleri hem de F-35 savaş uçaklarına milyarlarca dolar ödeme kararı aldı son 3 yılda.
İsviçre medyası mutlaka TÜRK SİHA’larından alınması gerektiğini yazdı, defalarca.
ABD’nin İran, Irak, Suriye’de ve nihayetinde Türk topraklarına dair planları varken, ne yapacak Türkiye?..
Coğrafya talihsizliği bile durumu açıklamaya yetmiyor. İrlanda Kurtuluş Ordusu IRA, 2015 yılında kendini feshetti, siyasi mücadeleyi Sinn Fein üzerinden sürdürdü. Terör örgütü varlığına son vermeyi bırakın, kimlerin belediye başkanı, kimlerin milletvekili seçileceğine karar veriyor.
Demokrasi mücadelesi adı altında atanmış kayyumlara itiraz edenler, terör örgütünün Kandil’den atadığı adaylara ses çıkaramıyor. Hatırlayın terör örgütüne karşı bu silik tavır İmralı’daki Öcalan’ın bile tepkisini çekmişti.
Kafayı kuma gömerek iş ve aş mücadelesi ancak böyle verilir…
★ ★ ★
Rakamlarla konuşmak lazım demiştim ya, devam edelim:
1984 yılı rakamlarıyla 1991 rakamlarını karşılaştıran bir çalışma var, küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayısında her 100 birimlik sürü küçükbaşta 99’a, büyükbaşta 92’ye düşmüş.
1983-1990 yılları arasında yüzde 33 olan göç oranı 1991-1993 yılları arasında yüzde 54’e çıkmış. Bunun sebebi basit, örgüte katılmayan, destek vermeyen, devletten yana olan köy ve mezralarda yaşanan PKK katliamı.
En fazla Kürt kanı döken terör örgütü sonuçta PKK. Bu konuda rakamları merak edenler 1998 yılında Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu Başkanlığı’nın yazdığı “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan Terör Nedeniyle Göç Eden Ailelerin Sorunları” adlı çalışmayı internet üzerinden de bulup okuyabilirler.
★ ★ ★
PKK terörü sadece yoksulluğun sebebi değil.
Çarpık kentleşme, şehirleşen gecekondu bölgelerinin de sebebi ki, beklenen Marmara Depremi sırasında bunun bedelini hep beraber ödeyeceğiz.
Ülkesi parçalanmasın diye Türk halkı gerektiğinde aynı bedeli bir kez daha öder, burada bir sorun yok. Sorun, yoksulluğun sebebi olanların yoksulluğu bir siyaset aracı haline getiren umursamaz ve bizi salak yerine koyan tavrı.
Sonuçta emperyalizmin maşası ve halkının kanını ABD’ye satan olmaktansa yoksulluk çok daha onurlu bir tercih bizim için.